Geçen gün sevişirken; şunu düşündüm:
Erkekler kadınların kuralsız, kadınlarsa erkeklerin kurallara bağlı olmasını istiyor. Fakat iki taraf da her nasılsa birbirinden istediği şeylerden bir haber.
Bu yüzden kadınlar erkekleri kurallara bağlı eşek sıpalarına çevirmek için onlara Zeus'un yıldırımlarından büyük kurallar yağdırmayı en kısa çözüm yolu olarak görüyor. Fakat onlar böyle yapınca da erkekler; kadınları trafik işareti olarak algılamayı yeğleyip yeri geldiğinde "Sağa Dönüş Yasak" levhasına aldırmadan sağa dönüyor, yeri geldiğinde "U Dönüşü Yasak" levhasının dibinden "U"yu patlatıyor, yeri geldiğinde ise "Duraklama Ve Park Etme" levhasını hazinenin saklandığı yeri işaret eden o çarpı işaretine benzetip olduğu yere çivilenip kalabiliyor. Kısacası kuralsız kadınlarından vazgeçip kuralsız adamlara dönüşüveriyorlar iç güdüsel bir şekilde.
Kısır döngü işte tam da burada başlıyor. Kadınlar daha fazla kuralla sıpaların hakkından gelebilecekleri sanrısına kapılıveriyor. Üstelik bu katılaşma hallerinden katır inadına tur bindiren bir inatla vazgeçmemekte diretiyorlar. Karşılarında daha fazla kural gören erkeklerse sıpalıklarına sıpalık katmaktan kendilerini alıkoyamaz hale geliyorlar böylece. Sonrasında ise iki taraf arasındaki bu lanetli devinim şiddetlenerek artıyor.
Sonunda kadınlar kadınlıklarına yabancı, erkekler erkekliklerine... Başka bir yol olmalı. Yoksa gittiğimiz yol, yol değil!
Aman neyse... Sonra bir baktım; ben de hız limitini aşmış, radara takılmışım: "Tatlım biraz yavaş ama..."